Amcazâde Hüseyin Paşa Yalısı
Boğaziçi’nin Anadolu yakasında, Anadoluhisarı–Kanlıca hattında yer alan Amcazâde Hüseyin Paşa Yalısı, İstanbul’da ayakta kalabilmiş en eski ahşap yalı örneklerinden biridir. Günümüze yalının “divanhane” köşkü ulaşmış olup erken Osmanlı sivil mimarisinin nadir ve benzersiz bir temsilcisidir.

Konum ve Çevre
Yalı, Anadoluhisarı’nın biraz kuzeyinde, sahile paralel uzanan eski bir yalılar silsilesinin parçasıydı. Bugün görülen bölüm, denize çakılmış kazıklar üzerinde yükselen ve suya doğru hafif çıkma yapan divanhane köşküdür.
Mimari ve İç Mekân
Divanhane, T-şemalı tek bir büyük salondan oluşur; ortadaki mermer döşeli kare bölümde bir havuz ve ajurlu, cami biçimli bir fıskiye bulunurdu. Duvarlar ve tavanlarda altın yaldızın hâkim olduğu kalemişleri, dolap kapaklarında fildişi ve sedef kakmalar yer alır. Bol pencereler, dönemin ışık ve manzara anlayışını yansıtır. Bu zarif iç mekân, Avrupa etkilerinin belirginleşmesinden önceki Türk sivil mimarisinin seçkin bir örneği kabul edilir.
Tarihçe (Yapım ve Sonraki Dönemler)
Köprülüler ailesinden Sadrazam Amcazâde Hüseyin Paşa tarafından 17. yüzyılın sonlarında yaptırıldı; 1699/1700 civarında kullanımda olduğuna dair belgeler vardır. 1700’de Karlofça Antlaşması sonrasında İstanbul’a gelen Avusturya elçisi Oettingen’in yalıda ağırlandığı, ilerleyen yıllarda başka elçiler için de resmî kabul ve ziyafetler verildiği kaynaklarda aktarılır. 19. yüzyılda kompleksin büyük bölümü kaybolmuş, yalnızca divanhane günümüze gelmiştir. 20. yüzyılda kısmi onarım girişimleri (özellikle 1947) ve belgeleme çalışmaları yapılmış; 2007’de rölöve-restorasyon projeleri için kapsamlı ölçüm ve araştırmalar gerçekleştirilmiştir.
Günümüzde
Amcazâde Hüseyin Paşa Yalısı’nın korunabilen divanhane bölümü, hem Boğaz kıyı kültürünün hem de Osmanlı sivil mimarisinin sürekliliğini gözler önüne seren istisnai bir miras parçasıdır; özgün malzeme ve tezyinatın korunması, yapı için en kritik önceliktir.
Tepkiniz Nedir?






